Çoğu bebek ve küçük çocuk gelişmek ve büyümek için başkalarıyla iletişim kurmaya ihtiyaç ve istek duyar. Çocuklar oldukça çok sosyal varlıklardır. Gülümser, kucaklaşır, kahkaha atar ve "ce-e" gibi oyunlara hevesle yanıt verirler. Bununla birlikte, zaman zaman, bir çocuk diğerleriyle beklenen şekilde etkileşime girmez. Bunun yerine, çocuk kendi dünyasındaymış gibi görünür; tekrar eden rutinler, garip ve tuhaf davranışlar, iletişim sorunları ve başkalarına (ebeveynler ve/veya diğer çocuklar gibi) sosyal farkındalık ya da ilgi eksikliği sergileyebilir. Bunlar, otizm olarak adlandırılan bir gelişimsel bozukluğun özellikleridir.
Otizm genellikle bir çocuk 30 aylık olduğu zaman fark edilir. Ebeveynler, çocuğun sağır olabileceği, konuşmadığı, kucaklaşmak istemediği ve başkalarıyla etkileşimden kaçınmasından endişelendiklerinde sıklıkla keşfedilir.
Küçük bir çocuğun otizm için daha fazla değerlendirilmesini işaret eden bazı erken belirtiler:
"Klasik" otizmi olan okul öncesi çağdaki bir çocuk genellikle geri çekilir, çevresindekilerden uzaklaşır ve diğer insanlara cevap vermede yetersizlik gösterebilir. Bu çocukların çoğu göz teması bile yapmazlar. Ayrıca sallanma, el çırpma gibi tek veya tekrarlayıcı davranışlar veya düzeni korumak için saplantılı bir ihtiyaç gösterebilirler.
Otistik birçok çocuk hiç konuşmaz. Konuşanlar ise ekolaliye sahip olabilir (bir yankı gibi bir kişinin sözcüklerini tekrarlar), kendilerini "o" olarak adlandırırlar veya kendine özgü bir dili kullanırlar.
Otizmin şiddeti hafiften şiddetliye kadar değişir. Bazı çocuklar çok parlaktır ve okulda iyi bir performans gösterirler, ancak okula uyum konusunda sorunlar yaşarlar. Parlak gidişi olan bu çocuklar büyüdüklerinde bağımsız olarak yaşayabilirler. Otizmi olan diğer çocuklar ise daha düşük bir seviyede işlev görürler. Büyüdüklerinde genellikle bağımlı olarak yaşarlar. Zihinsel gerilik genellikle otizm ile ilişkilidir.
Bazen otistik bir çocuk, sanat, müzik veya başka bir alanda olağanüstü bir yetenek gösterebilir.
Mevcut teorilerin merkezi sinir sisteminin fonksiyonu veya yapısı ile ilgili bir problemi göstermesine rağmen otizmin nedeni henüz bilinmemektedir. Bununla birlikte, bildiğimiz şey ebeveynlerin otizme neden olmadıklarıdır.
Otizmi olan çocuklar kapsamlı bir değerlendirmeye ve uzmanlaşmış davranışsal ve eğitsel programlara ihtiyaç duyarlar. Otizmi olan bazı çocuklar ilaç tedavisinden de yararlanabilir. Çocuk ve ergen psikiyatristleri, otizmi teşhis etmeye, ailelerin uygun bir tedavi planı tasarlamasına ve uygulamasına yardımcı olmak için eğitim almışlardır. Ayrıca, ailelere, otizmi olan bir çocuğa sahip olma ile ilişkili olabilecek streslerle baş etmelerine yardımcı olabilirler.
Otizmi tam olarak düzelten bir tedavi olmamasına rağmen, erken dönemde verilen uygun özelleştirilmiş tedavinin çocuğun gelişimi üzerinde olumlu etkisi olabilir ve yıkıcı davranışları ve belirtileri genel olarak azaltabilir.
Kaynak: http://www.aacap.org/AACAP/Families_and_Youth/Facts_for_Families/FFF-Guide