Gençler, yetişkinler gibi her gün stres yaşayabilir. Gençlerin çoğu, bir durumu tehlikeli, zor ya da acı verici olarak algıladıklarında daha fazla stres yaşar. Stresle baş edebilme becerilerine yeterince sahip değildirler. Gençler için bazı stres kaynakları şunları içerebilir...
Çocuk ve ergenler her gün televizyonlar, oyun konsolları, bilgisayar, tablet cihazlar ve akıllı telefonlar da dâhil olmak üzere ekran karşısında önemli miktarda zaman harcamaktadır. 8 - 18 yaşlarındaki çocuklar arasında bu süre bir günde 7.5 saati bulabilmektedir. Liseden mezun oluncaya kadar çocukların ekran karşısında harcadığı zaman sınıf içinde geçirdikleri zamandan daha fazla olacaktır. Ekran karşısında geçirilen zaman bilgilendirici ve eğlendirici olabilir. Aynı zamanda çocukları istenmeyen şekillerde de etkileyebilir.
Bütün çocuklar anksiyete/kaygı yaşarlar. Çocuklarda anksiyete / kaygı beklenen bir durumdur ve gelişimdeki belirli zamanlarda normaldir. Örneğin, yaklaşık 8 aylıktan okul öncesi döneme kadar, sağlıklı küçükler ana - babalarından veya yakınındakilerden ayrıldıklarında yoğun sıkıntı gösterebilir. Küçük çocuklar karanlık, fırtınalar, hayvanlar veya yabancılardan korkma gibi kısa süreli korkulara sahip olabilirler. Anksiyeteli çocuklar çoğunlukla aşırı gergin ve sinirlidir.
Çocuk ve ergenler arasında şiddet davranışının görülme sıklığı hakkında büyük bir endişe vardır. Bu karmaşık ve rahatsız edici sorunun ebeveynler, öğretmenler ve diğer yetişkinler tarafından dikkatle anlaşılması gerekir. Okul öncesi yaştaki çocuklar bile şiddet davranışları gösterebilir. Davranışa tanık olan ebeveynler ve diğer yetişkinler bu durum karşısında endişelenebilirler, ancak genellikle küçük çocuğun "onunla büyümesini" ve “büyüdükçe davranışların düzelmesini” umarlar. Hangi yaşta olursa olsun çocuğun şiddet davranışının daima ciddiye alınması gerekir.
Ciddi ve kronik bir tıbbi hastalık teşhisi konan çocuğun duygusal sorunlar geliştirme riski daha yüksektir. Grip gibi geçici bir tıbbi duruma sahip bir çocuğun aksine, kronik hastalığı olan çocuk, hastalığın kalıcı olduğu, tedavi edilemediği ve zamanla kötüleşebileceğini bilerek durumla baş etmelidir. Hastalığın niçin oluştuğunu anlayamayan küçük bir çocuk, hastalığı, "kötü" biri olduğu için bir ceza olduğunu varsayabilir. Hastalığı tedavi edemedikleri için ana - baba ve doktorlara kızgın olabilirler.
Bir çocuk veya genç hırsızlık yaptığında / çaldığında, ebeveynler doğal olarak endişelenir. Çocuğunun çalmasına neden olan şey hakkında endişelenir ve oğlunun veya kızının "bir hırsız / çocuk suçlu" olup olmadığını merak ederler. Çok küçük bir çocuğun ilgisini çeken bir şeyi alması normaldir. Bu, başka birine ait bir şeyleri almanın yanlış olduğunu anladıkları üç ila beş yaşa kadar çalmak / hırsızlık olarak görülmemelidir. Ebeveynler çocuklarına eşyalar hakkındaki doğruları başkalarını göz önünde bulundurarak aktif olarak öğretmelidir.
Ebeveynler, çocuklarının öğretmeni dinlemediği veya sınıfta sorun çıkardığını bildiren bir okul raporu aldıklarında üzülürler. Bu tür davranışların olası bir nedeni Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB)'dur. DEHB'li çocuk sıklıkla iyi bir öğrenci olmak istese bile, yeterince düşünmeden (dürtüsel) yaptığı davranışlar ve dikkatini verme güçlükleri sınıf içinde problemlere neden olur. Öğretmenler, veliler ve arkadaşlar, çocuğun yanlış davrandığını ya da farklı olduğunu bilirler ancak tam olarak neyin yanlış olduğunu söyleyemeyebilirler.
Her yıl çocukların bireyleri tehdit ettikten sonra zarar verdiği olaylar yaşanmaktadır. Bu gerçekleştiğinde, herkes "Bu nasıl olabilir?" ve "Neden tehdit ciddiye alınmadı?" diye soruyor. Çocukların veya ergenlerin yaptığı tehditlerin çoğu gerçekleştirilmez. Böyle tehditlerin çoğu çocuğun sert konuşma ya da dikkat çekme biçimidir. Bazen bu tehditler, algılanan bir incinme, reddetme veya saldırıya tepki olarak kullanılır.
Çocuklarının okulda öğrenme sorunları yaşadığını öğrenen ebeveynler sıklıkla endişelenirler. Okul başarısızlığının birçok nedeni vardır, ancak özgül öğrenme bozukluğu en yaygın olanlardan biridir. Öğrenme bozukluğu olan çocuklar normal zekaya sahip olabilir, ancak özgül öğrenme bozukluğu öğretmenler ve aileleri genel zekâ konusunda endişelendirebilir. Çoğu zaman, bu çocuklar yönergeleri izlemek, konsantre olmak, evde ve okulda "iyi olmak" için çok çabalayabilirler. Bu çabaya rağmen, yine de okulda geride kalırlar. Öğrenme bozuklukları, on öğrenciden en az birini etkilemektedir.
Çoğu bebek ve küçük çocuk gelişmek ve büyümek için başkalarıyla iletişim kurmaya ihtiyaç ve istek duyar. Çocuklar oldukça çok sosyal varlıklardır. Gülümser, kucaklaşır, kahkaha atar ve "ce-e" gibi oyunlara hevesle yanıt verirler. Bununla birlikte, zaman zaman, bir çocuk diğerleriyle beklenen şekilde etkileşime girmez. Bunun yerine, çocuk kendi dünyasındaymış gibi görünür; tekrar eden rutinler, garip ve tuhaf davranışlar, iletişim sorunları ve başkalarına (ebeveynler ve/veya diğer çocuklar gibi) sosyal farkındalık ya da ilgi eksikliği sergileyebilir.
Tik, vücudun bir bölümünün tekrar tekrar, hızlı, ani ve kontrolsüz şekilde hareket ettirildiği bir problemdir. Tikler, yüz, omuz, el veya bacaklar gibi herhangi bir vücut bölümünde oluşabilir. Motor tikler olarak adlandırılırlar. Kısa süreliğine istemli olarak durdurulabilirler. İstemeden yapılan sesler (boğaz temizleme, koklama gibi) de ses tikleri olarak adlandırılır. Çoğu tikler hafif ve pek göze çarpmazlar. Bununla birlikte, bazı vakalarda sık ve şiddetli olurlar ve bir çocuğun yaşamının birçok alanını etkileyebilirler.